Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde, bu alanda eğitim görmüş kişiler ve hekimler tarafından sunulmakta olan fizyoterapi hizmetinde temel hedef kaybedilmiş yahut o an için kişinin kullanım yetisine sahip olmadığı vücut fonksiyonlarının geri kazanılmasını sağlayabilmektir. Tabii son yıllarda yapılan araştırma ve çalışmaların birlikte getirdiği gelişmelerle artık fizik tedavi uygulamaları kısmi bedensel engeli bulunan bireylere de bir umut ışığı olabilme niteliğine kavuşmuştur.

Hitap etmekte olduğu bu çok özel kitle ile tıbbın toplumsal açıdan en önemli ve faydalı dalları listesinde ilk sıralarda yer almaktadır. İş gücü kaybının değerlendirilmekte olduğu istatistik çalışmaları ortaya koymaktadır ki, fizyoterapi sayesinde her yıl potansiyel işgücü kaybı ile sonuçlanan kaza ve yaralanmaların %6 gibi ciddi bir kesimi geri kazanılmaktadır.

Sağlık dendiğinde akla ilk gelen isim olması özelliği ile Hacettepe Üniversitesi 1961 yılında yaptığı girişimle Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu açılmış ve ülkemizde fizik tedavi uygulamalarının, eğitiminin temelleri oluşmaya başlamıştır. Geçen yıllar içerisinde birçok üniversite eğitim verdikleri alanlar arasına fizik tedavi ve rehabilitasyonu da eklemiş ve bu alanda araştırmalara önem vermiştir. Bu okullarda öğrenim görerek mezun olan öğrenciler ise günümüzde fizyoterapiye farklı boyutlar kazandıran iş dallarına genişleme konusunda birçok yaratıcı fikrin de sahipliğini yapmaktadırlar.

Fizyoterapist olarak hizmet vermekte olan uzmanların bir kısmı devlet hastaneleri ve üniversiteler bünyesinde görev yapmakta iken, alanında kendisini geliştirmiş ve memnun hasta kitlesi ile ismini duyurmuş uzmanlar özel sektörde görev yapmayı tercih etmektedir. Özel sektörde görev yapmaktan yana tercihini kullanan bu isimlerin küçük bir kısmı özel hastanelerin rehabilitasyon bölümlerinde görev yapmakta iken, birçoğu termal tesisler ve turistik mekanlarda mesleklerini icra etmeyi tercih etmektedirler.